Başkan, toplantıyı açtıktan ve mazeretlileri bildirdikten sonra Dublin’de gerçekleştirilmiş olan bir önceki Genel Kurul toplantısının protokolünü, herhangi bir itiraz bulunmamasına istinaden imzalayıp kesinleştirmiştir.
Gündemin ilk maddesi olan
Başkan Raporunda Sayın Armin Duddek,
öncelikle son iki yıldır kendisine projelerinde ve çalışma hayatında
sağladıkları sabır ve destek için eşine, kızlarına, iş ortaklarına; yardım ve
gayretleri için ECOO Sekretaryasına ve Komitelerine teşekkür etmiştir.
Başkan, ECOO’nun sekretaryasının şu anda Brüksel’de olmasının çok önemli
olduğunu açıklamıştır. Son dönemlerde çok aktif çalıştıklarını, eylül ayında
İsviçre Olten Üniversitesi optometri eğitim programının ECOO Akreditasyonunu
almayı başardığını, dolayısıyla mezunlarının Avrupa Diplomasının ilk iki
bölümünden sınavsız bir şekilde geçeceklerini açıklamıştır. ECOO’nun en önemli
amacının, Avrupa Diploması mezunlarını arttırarak optometrinin en yüksek
standardında meslek eğitimini yaygınlaştırmak olduğunu açıklayan Başkan, bundan
başka tüm katılımcıların bildiği üzere optik ve optometrik hizmetlerde bir
standart yazmaya karar verdiklerini bildirmiştir. Bu amaçla oluşturulan çalışma
grubunun işlemlerini neredeyse tamamladığını, Malaga’da düzenlenecek olan ECOO
İlkbahar Genel Kurulu’na kadar kesinleştirileceğini açıklamıştır. Tüm
optometrinin işlemlerinin temelini oluşturan optisyenlik mesleğinin ana gelir
kaynağımız olduğunun altını çizen Başkan, Avrupa Diplomasının bile A bölümünün
optisyenlik işlemlerini içerdiğini ve bu nedenle asla ECOO’nun vizyon ve
misyonundan ayrı değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etmiştir. İşbu sebeple
Avrupa Optometri Diplomasının yanı sıra, bir Avrupa Optisyenlik Sertifikası
(Diploması) oluşturulması yönündeki, önceki Genel Kurul’da verilen karara
ilişkin çalışmalara hız verdiklerini de eklemiştir. Başkan, söz konusu
Optisyenlik Sertifikasının ileride optisyenlik alanında bir standart haline
gelip gelmeyeceğinin de müzakerelere açık olacağını bildirmiştir.
Başkan Sayın Duddek, son altı aylık çalışmalarında Flüoresein konusu
üzerinde durduklarını, paydaşlarla bir araya gelerek, niçin Flüoresein
şeritlerinin ilaç olarak değil de tıbbi cihaz olarak tasnif edilmesi gerektiğini
ortaya döktüklerini anlatmıştır. Başkan, konuyla ilgili 2013 Mayıs ayında
çalışmaların tamamlanmasının öngörüldüğünü açıklamıştır. Bundan başka Dünya
Görme Günü kapsamında ECOO’nun Avrupa Parlamentosu ile bir araya gelerek
toplantı düzenlediklerini, akabinde de retina taramasını içeren bir halka açık
etkinlik düzenlediklerini bildirmiştir. Sayın Duddek, göz reçetelerinin
uluslararası olarak tanınması konusunu içeren bir toplantı düzenlediklerini, bu
konudaki mevzuatı AB temsilcileri ile görüştüklerini de eklemiştir.
Başkan Sayın Duddek, ECOO’nun meslek için çok şey yaptığını, ama üyelerden
daha fazlasını istemelerini beklediklerini, çünkü ECOO’nun varlık amacının bu
olduğunu açıklamıştır. Bunun için münferit ülkelerdeki durumlarla ilgili sürekli
bilgilendirmenin gerekli olduğunu üye meslek örgütlerine bildiren Başkan, aksi
halde ECOO’nun yardım etmesinin olanaksız olduğunu söylemiştir.
ECOO Optometri ve Optik Hizmet Standartları konusu, gündemin ikinci maddesi olmuştur. Gelecek Dönem
Başkanı Sayın Julie-Anne Little, bir çalışma grubu kurduklarını ve bir ilk
taslak çıkardıklarını açıklamıştır. Taslağın, diğer hizmet standartlarına benzer
şekilde hazırlandığını ifade eden Sayın Little, ilk bölümde hizmetin ne olduğuna
dair bilgi verildiğini, ikinci bölümde standardın detaylarına değinildiğini ve
son bölümde hizmete dair işlemlere yer verildiğini açıklamıştır. Taslağın ECOO
Yönetim Komitesince faydalı bir geri bildirim aldığını söyleyen Sayın Little,
işlemleri Malaga’daki Genel Kurul’dan önce tamamlayarak ECOO üyelerine sirküle
etmek istediklerini, bu şekilde üyelerden alınacak geri bildirim ile birlikte
Malaga toplantısında son görüşmelerin yapılabileceğini açıklamıştır.
Bir sonraki gündem maddesi olan
ECOO Avrupa Diploması Sınayıcılar Kurulu Raporunda, Kurul Başkanı Sayın Dr. Andreas Berke, özellikle de
okulların akreditasyonu işlemlerinde kendilerinin çok çalışkan bir çalışma grubu
olduğunu ifade etmiştir. En son teorik Diploma Sınavına Fransa’dan 19 ve Güney
Afrika’dan 1 kişinin katıldığını açıklayan Sayın Dr. Berke, ilkbaharda yapılacak
uygulamalı sınava da toplam 16 kişi beklediklerini eklemiştir. Bir önceki gün
gerçekleşen Sınayıcılar Kurulu toplantısında birkaç kez uygulamalı sınavın çok
pahalı olduğuna değinildiğini ifade eden Sayın Dr. Berke, Lozan’daki Genel
Kurul’da alınan karara ilişkin aşamalı sınavların gerçekleştirildiğini, bunların
organizasyonu ve koordinasyonu için çok uğraşıldığını ve pahalı olmaması için de
gayret edildiğini ancak katılımcıların azlığı ve sistem gereği pek çok sınayıcı
kullanılması gereği nedeniyle bir kişi için 10 sınayıcı gibi bir durumla
karşılaşılabildiğini ifade etmiştir. Önümüzdeki sınava 6 kişinin katılacağını
açıklayan Sayın Dr. Berke, bu kez maliyetlerin daha etken olacağından
bahsetmiştir.
Avrupa Diplomasının geleceği konusunda çok müzakere ettiklerini açıklayan
Sayın Dr. Berke, genel olarak akredite okuldan alınanla bağımsız sınavdan alınan
olmak üzere iki çeşit Avrupa Diploması oluştuğunu ve bunların aynı niteliklere
sahip olduklarını söylemenin mümkün olamayacağını açıklamıştır. Akredite
okulların verdikleri diplomayı çok daha fazla öğrenci alabilmektedir.
Öğrenciler, bilgileri daha henüz öğrendikleri için sınavlarda çok daha verimli
olabilmektedirler. Hocalar, üniversitenin kendi hocaları olduklarından, akredite
okul diploması etken maliyetlidir. Oysaki bağımsız katılan diğer adayların
durumu daha zordur. Bu durum da Avrupa Diplomasını geçmişte bağımsız sınavla
alan adayların mesleki yeterliliklerinin, akredite okuldan alan öğrencilerin
yeterliliklerinden daha mı iyi olduğu sorusunu ortaya atmaktadır.
Avrupa Diploması Yönetim Kurulu Raporunu veren Sayın Dr. Bob Chappell, okullara verilen akreditasyon
konusuna değinmiştir. Avrupa Diploması adaylarında aranan eski klinik hasta
portföyü sisteminin güncelliğini yitirmiş olması nedeniyle yeni bir tane
hazırladıklarını açıklayan Sayın Dr. Chappell, her birisi bir başka optometrik
alanı temsil eden en az 20 hastalık bir portföy oluşturulmasının beklendiğini
anlatmıştır. En son akreditasyon alan okul, İsviçre Olten Üniversitesi optometri
eğitim programı olduğunu bildiren Sayın Dr. Chappell, okulun muazzam bir
çalışmayla tebrik edilecek kısa bir sürede hazırlıklarını tamamladığını ve yeni
portföyü kullanmaya başladıklarını açıklamıştır. Sayın Dr. Chappell, okul
sayısının ve elbette akreditasyonu yapacak kişilerin de sayılarının arttırılması
gerektiğine değinmiştir. Ülkelerin, akreditasyon süreçlerine girmeleri için
teşvik edilmesinin şart olduğunu belirten Sayın Dr. Chappell, şayet Avrupa
Birliği’nin bu diplomayı tanımasını istiyorsak, en az 9 ülkede akredite
okulların olması gerektiğini bildirmiştir. Sayın Dr. Chappell, Hollanda’daki
Utrecht Üniversitesi’nden bir talep aldıklarını ve seneye gideceklerini, ayrıca
Almanya’dan da talep alındığını ama onların programı değiştiği için ancak 2013
sonuna gidebileceklerini açıklamıştır. Sayın Dr. Chappell, son birkaç güç
içerisinde akreditasyon konusunun çok sık bir şekilde dile geldiğini, sadece
premier lig ülkelerdeki okulların akreditasyona sahip olmalarını
istemediklerini, tüm ülkelerde akredite okullar olmasını istediklerini
belirtmiştir. Avrupa Diploması akreditasyonunun, hem okullar, hem de öğrenciler
için bir cesaret işi olduğunu açıklayan Sayın Dr. Chappell, kısmi akreditasyon
alan okullarla da görüşmelerin devam ettiğini, Avrupa Diplomasının
oluşturulmasından ilk sınavına kadar 12 sene geçmesi gerektiğini, akreditasyon
sürecinin elle tutulabilir hale gelene kadar da bir 12 sene daha geçse önemli
olmayacağını, optometrinin Avrupa’daki kalitesinin yükseleceğinden şüphelerinin
olmadığını ifade etmiştir.
Sayın Dr. Chappell, Avrupa Optisyenlik Sertifikası için bir müfredat
hazırladıklarını ve yeterli geri bildirim alamadıklarını bildirmiş, üye meslek
örgütlerinden geri bildirim yapmalarını istemiştir.
Almanya (ZVA),
Avrupa Diploması için eğitim
kurumlarını akredite edilmesi konusunda komitelerin oluşturulması önerisi gelmiştir. Konu değerlendirilecektir. Sayın Dr.
Chappell bundan başka, üye ülkelerden yıl sonuna kadar akreditasyon alabilecek
okullarla ilgili bir aday listesi göndermelerini, yeterlilikleri de
belirtmelerini istemiştir. Listeler, bir sonraki Genel Kurul’a sunulacaktır.
Üyelere öncesinde bazı kriterler bildirilecektir.
Bir sonraki gündem maddesi olan
Mevzuat konusunda ECOO Genel Sekreteri
Sayın Ulrich Adam, yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermiştir. Flüoeresin
konusunda 1 Ekim’de Brüksel’de EUROMCONTACT, EUROM6 ve Oftalmolojiden
temsilcilerin katıldığı bir toplantı düzenlediklerini, bu ürünün tıbbi cihaz
olarak sınıflandırılması hususunda İngiltere ve Almanya’nın (her türlü invitro
diyagnostik ürünün mutlaka ilaç olarak değerlendirilmesi gereği) çekinceleri
bulunduğunu, dolayısıyla kanun hükümlerine göre EUROMCONTACT’tan gelen bir
öneriyle birlikte Flüoresein’in sadece kontakt lens uygulamalarında kullanılmak
üzere halini tıbbi cihaz, diğer kullanımlarda ise ilaç olarak tasnif edilmesini
sağlamanın mümkün olabileceğini anlatmıştır. Yıl sonuna kadar bir değerlendirme
raporu çıkaracaklarını ve kendileriyle yeniden irtibata geçeceklerini açıklayan
Sayın Adam, AB üyesi ülkelerden de lütfen eyleme geçmelerini, Avrupa
Komisyonu’na bu konuda yazmalarını, eğer toplantının sonuçlarını zorlamazsak
konunun kemikleşeceğini ifade etmiştir.
Mesleki yeterliliklerin uluslararası düzlemde tanınması konusunda yapılan
tüm çalışmalara rağmen, gelinen durumun pek de ümit verici olmadığını açıklayan
Sayın Adam, Avrupa Parlamentosunun kısmi erişime bile pek yanaşmadığını, ne var
ki yine de bir kapı açmanın ve gelecekteki düzenlemelere hazırlık olarak
akreditasyon konusunu gündemde tutmanın önemli olduğunu ifade etmiştir. Öte
yandan yapılan çalışmalar neticesinde Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında artık
numarasız kontakt lenslerin de birer tıbbi cihaz sayılması söz konusudur.
CIBA VISION firmasını temsilen katılan Sayın Helmer Schweizer, kontakt lens
sanayi açısından bu konuda yapılan çalışmalara istinaden teşekkür ettiğini
bildirmiştir. Bundan böyle, renkliler de dahil olmak üzere numarasız kontakt
lenslerin ithalatında, tıbbi cihazlarda aranan kriterler aranacaktır. Ürünlerin
AB pazarına girişlerinde aranan bu kriterler, pazara girdikten sonra ürünlerin
perakende satışını etkilemeyecektir. Bu noktaya gelmek 10 yıl da sürmüş olsa,
sürekli çalışmanın birden bire bir pencere açabileceğini böylelikle herkesin
görmüş olduğunu, kendilerini tebrik ettiklerini açıklamıştır.
İsveç’te mesleğin durumu
konulu bir sonraki gündem maddesinde İsveç Optometristler Derneği Başkanı
Sayın Paul Folkesson, rakamlarla bazı bilgiler vermiştir. İsveç, nüfus ve
dağılımı açısından diğer İskandinav ülkeleriyle benzerlikler ihtiva eder. Optik
sektörünün yıllık cirosu, 9,5 milyon nüfusa karşılık 6,7 milyon kron
civarındadır (778.556 Euro). Dernek, 1928 yılında kurulmuştur. Bu dönem
içerisinde iyi ve kötü dönemler olmuştur. 1996 yılında Sayın Folkesson başkan
seçildiğinde iflas etmiş bir dernek devralmıştır. Aynı anda mevcut olan başka
iki meslek örgütünün de tek bir çatı altına toplanması başarılmıştır. İsveç’te
800 göz doktoru 908 dükkan bulunmaktadır ve oftalmoloji ile iletişim son derece
iyidir. 1602 üyesi bulunan dernek mesleğin sorunlarına eğilmektedir. Örneğin pek
çok optometrist, özgüven eksikliğinden dolayı gereksiz yere oftalmolojiye sevk
etmektedir. Üniversiteden bir oftalmolog hoca ile birlikte, oftalmolojiye
yapılan 76 sevkin incelendiğini ve bunlardan yalnızca 7 tanesinin haklı
bulunduğunu açıklayan Sayın Folkesson, daha bazı konularda çalışmaları
gerektiğini söylemiştir. Öte yandan, meslek içi ek eğitim alan optometristlerin
teşhis amaçlı ilaçlar kullanabileceklerine dair bir yeni kanun çıkardıklarını
ifade eden Sayın Folkesson, “Hedefinizi yüksek koyarsanız, yaptığınız her eylem
o yönde olacaktır. Bizim hedefimiz, Avrupa’nın en iyisi olmaktı. Hocalarımızı
eğitimlere gönderdik. CET (kredi programları) konusunda da başarılı çalışmalar
yaptık.” demiştir. Tabii ki her derneğin kötü dönemler yaşayabileceğini ifade
eden Sayın Folkesson, kendilerinin de bunu yaşadıklarını açıklamıştır: hükümetin
danışmanları tarafından en son yapılan önerilere göre, internetten lens
satışında hiçbir sakınca bulunmamaktadır ve buna ilişkin düzenleme nedeniyle son
iki senedir mücadele edilmektedir. İsveç dernek başkanı, eskiden lensten
kaynaklanan sorunlar bir yılda 3 ile 5 arasındayken, 2010’daki mevzuat
değişikliğinden sonra bu sayının 35 olduğunu, bu yıl ise şu ana kadar 50 vaka
gördüklerini açıklamıştır.
Bundan başka web sitelerini çok geliştirdiklerini açıklayan Sayın
Folkesson, hastanın kendisine en yakın müessesenin adresini bulabileceği bir
sistem hazırladıklarını, bu listede adı geçen müesseseleri ise kendi kalite
sistemlerine göre değerlendirdiklerini (çalışanlarının katılmış oldukları meslek
içi eğitim programlarının sayısı üzerinden), hastanın buna göre gideceği dükkanı
kendi seçebilme özgürlüğüne sahip olduğunu anlatmıştır. Sayın Folkesson,
optometristlerin de bunu bildiklerinden dolayı meslek içi eğitim programlarına
katıldıklarını ve bundan tüm tarafların kazançlı çıktıklarını açıklamıştır.
ECOO Genel Sekreteri’nden gelen bir soru üzerine Sayın Folkesson,
derneklerinin kesinlikle rekabetle ve ticari konularla ilgilenmediğini, ayrıca
istihdamla ilgili meselelere de karışmadıklarını, zira fiyat ve ücret konularına
girerlerse, meslekle ilgili kısmı kaçıracaklarını ifade etmiştir.
10. gündemin bir sonraki maddesi,
Mesleki Hizmetler Komitesi Toplantı Raporu olmuştur. Komite Başkanı Sayın Peter Gumpelmayer, komitede
konuşulanlarla ilgili rapor vermiştir. Çocuklarda görme hizmetleri anketinin son
durumu hakkında, WCO Mavi Kitap çalışması ve girişlerin internet sitesine nasıl
yapılacağı hakkında görüşüldüğünü anlatmıştır. Ülke raporlarında Finlandiya ve
Portekiz’deki duruma değinildiğini açıklayan Sayın Gumpelmayer, daha sonra Sayın
Pavel Sebek’i “Mesleğimizi Tehdit Eden İki Risk” konulu sunumunu bir kez daha
yapması için kürsüye çağırmıştır. Sayın Sebek sunumunda, optometri alanında
ulusal meslek örgütlerinin temsilcileri olarak hepimizin oranda optometri
eğitimini sonuna kadar desteklediğimizi ancak genel olarak optisyenliği
unuttuğumuzu ve bu durumun, bizler için büyük bir tehlike oluşturduğunu ifade
etmiştir. Optisyenlik hizmetleri, ağırlıkla zincir mağazalarda, az eğitimli
kişilerin kullandığı makinelere mi bırakılmalıdır? Farkında olmadan mesleğimiz
yok mu olmaktadır? Zira son derece kalifiye ve iyi eğitim görmüş
optometristlerin üzerinde dura dura, ortaya eğitimsiz (optometrik anlamda
eğitimsiz) optisyenlerin doldurduğu bir boşluk mu açılmıştır? Gözlük, bir tıbbi
cihaz değil midir? Bu tıbbi cihazları üretecek olanlar kimdir?
İkinci risk ise otomatlar ve internet aracılığıyla 150 Euro gibi fiyatlara
numaralı görme gereçleri satılmasıdır! Şu anda Çek Cumhuriyeti’nde giderek daha
sık bir şekilde gözlük otomatları görülmektedir. Bu otomatlara kişi kendi
verilerini girdikten sonra makine yardımıyla pupilla ölçülmektedir. Kısa bir
süre sonra müşteri gelip gözlüğünü teslim alabilmektedir. Aynı şekilde
internetten satış konusu defalarca konuşulmuştur ancak görülen odur ki bu konuda
bir şey yapmak mümkün değildir. Öte yandan elimizden hiçbir şeyin gelmeyeceğini,
elimizin kolumuzun bağlı olduğunu düşünmek yanlıştır. Nasıl ki optometri
eğitiminin uyumlulaştırması için mücadele ediyorsak, internetten gözlük satışına
engel olmak için mücadeleye hep devam etmek gereklidir.
Sayın Dr. Bob Chappell, Sayın Sebek’in çok haklı olduğunu, kendisinin daha
ilk ECOO’ya katıldığı zamanlarda bir Optisyenlik Sertifikası hazırlanmasını
önerdiğini, ancak o zaman İngiltere’deki yönetimin kendisine “optisyenliği boş
vermesini, yakın gelecekte sadece optometristlerin olacağını” söylediğini
hatırlatmıştır. Oysaki İngiltere’deki sistem tüm Avrupa için geçerli değildir.
Ne yazık ki Optisyenlik Sertifikasını çıkarmaya karar vermek tam 20 yıl
sürmüştür. Bu bağlamda Sayın Sebek çok haklıdır ve optik standartları konusunda
bir şeyler yapılması şarttır. Vatandaşa sunulan hizmetler ücretsiz olursa, bu
hizmetler saygı görmez. Rekabet ortamında (ki buna İngiltere’de dahildir)
uygulanan “iki al bir öde” gibi uygulamalar, mesleğimizin aslında gerçek bir
meslek olmadığı izlenimini yaratmaktadır. Oysaki bizler, optik meslekler
mensuplarıyız, internetten alınamayacak hizmeti veriyoruz. Bu hizmeti değil
internetten herhangi bir başka meslek mensubundan almak olanaksızdır.
İngiltere’den Sayın John Fried, ECOO’nun her zaman finansal sorunları
olduğunu, optometri ve optikte vermek istediği hizmetleri bu nedenle
veremediğini, imalatçılarla zamanında konuşulmadığını ve onların ürünleri ile
ilgili görüşlerimizi ortak bir şekilde halka ulaştırmanın mümkün olmadığını
ifade etmiştir. Bu konuda imalatçılarla birlikte çalışmak için geç kalınmadığını
umduğunu ifade eden Sayın Fried, aksi halde Çek’lerin gösterdiği o korkunç
senaryonun gerçekleşeceğini, oftalmoloğun veya optometristin yazdığı reçeteye
istinaden birilerinin düğmeye basıp gözlüğü otomattan alacağını, sonuçta olanın
yine optik mesleklere olacağını eklemiştir.
CIBA VISION firmasından Sayın Helmer Schweizer, artık üye meslek
örgütlerinin bu konuda faaliyete geçmeleri gerektiğini, bundan böyle ülkelerdeki
optometristlerin göz muayenesini ayrı, gözlük veya lensi yapmak/satmak/ayarlamak
işlemini ayrı ücretlendirmeye başlamanın zamanının geldiğini ifade etmiştir. Son
10 yıldır internetten satışlar konusunda hep şikayet edildiğinin ama asla sanayi
ile konuşmak istenmediğini söyleyen Sayın Schweizer, önceleri konu sadece
kontakt lens iken, şimdi internetten gözlük satışlarının gündeme geldiğini
açıklamıştır. “Reçete yazıyorsunuz, ama sonra müşteriyi dükkânınızda
tutamıyorsunuz, internetten almaya gidiyor” diyen Sayın Schweizer, bundan böyle
her meslek örgütünün üyelerine gidip, “işinizi böleceksiniz, önce muayene
yapacaksınız, sonra satacaksınız” demeye cesaretlerini toplamaları gerektiğini,
yoksa bu satış rakamlarının her yıl biraz daha düştüğünü göreceğimizi ve
elimizden de hiçbir şeyin gelmeyeceğini eklemiştir.
Konuyla ilgili ECOO’nun bir pozisyon bildirgesi hazırlamasını, internetten
lens ve gözlük satışlarının niçin zararlı olduğunun halka duyurulması şeklinde
talepler olmuştur. Karşı görüş olarak, bu konuda bir pozisyon bildirgesi
çıkarmak için yeterli derecede bilimsel verinin olmadığı belirtilmiştir. Sayın
Schweizer, o zaman konunun tersine çevrilmesi gerektiğini, gözlüğü/lensi
optisyenden/optometristten almanın niçin daha avantajlı olacağının bildirilmesi
gerektiğini söylemiştir. İngiltere’den Sayın John Fried, imalatçılarla birlikte
bir diyalog masası oluşturulması gerektiğini, 10-15 yıl içerisinde karşımıza
tehlike olarak çıkacağını hissettiğimiz riskler konusunda, para istemekten çok
fikir üretilmesinin uygun olacağını açıklamıştır. Büyük lens firmaları da kendi
ürünlerinin yerine internetten 10 dolara satılan ucuz Kore malı lenslerin
satılmasını istememektedirler. Sayın Wolfgang Cagnolati, üyelerin bundan başka
mutlaka kamuoyuna giderek “iyi görmek isteyenin önce optometriste, sonra da iyi
gözlük almak için optisyene” gitmek gerektiği konusunda bilgi sağlamaları
gerektiğine inandığını eklemiştir. Bu, hem vatandaşın, hem optik mesleklerin,
hem de imalatçıların kazanacağı bir izlek olacaktır. Bunun yanı sıra elbette ki
imalatçılarla işbirliği yapılması gerektiğini, belki sağlayacakları verilerin bu
bilinçlendirme kampanyasında çok faydalı olacağını sözlerine eklemiştir.
Sayın John Fried, ECOO delegesi meslek örgütleri üyelerinin yarısının
zincirlerde çalıştığını, bunların da ECOO’nun akredite ettiği üniversitelerde
eğitim aldıklarını, yani artık gerçekleri görmenin zamanı geldiğini ifade
etmiştir: İnsanlar, aldıkları hizmetin seviyesinden memnundur, fiyatı da son
derece önemsemektedir. Bu nedenle optisyenlik ve optometriyi tek bir çatı
altında görmeye başlamanın zamanı gelmiş de geçmektedir.
ECOO Gelecek Dönem Başkanı Sayın Julie-Anne Little, optometri ve
optisyenlik mesleklerinin zaten tek bir çatı altında olduğunu ve gerekirse bu
hizmetlerin ayrı ayrı ücretlendirmesi gerektiğine de katıldığını ifade etmiştir.
Bu konuda imalatçıların hem meslektaşlarımıza gerekli eğitimleri sağladıklarını,
kendi ürünleriyle ilgili bilgiler sağlarken bu bilgilerin kamuoyuna ulaştığını,
her zaman bir diyalog içinde olunduğunu ve imalatçı temsilcilerinin de zaten bu
toplantılara dinleyici olarak katıldığını eklemiştir.
Sayın Helmer Schweizer, tehlikelerin aynı zamanda birer fırsat olduğunu,
dünyanın sürekli değiştiğini ve internete suç yükleyeceğimize yeni çözümler
aramamız gerektiğini söylemiştir. Hatta bir halkla ilişkiler kampanyası
oluşturmaya da gerek bulunmadığını, çünkü her gün meslek mensuplarının
vatandaşlarla konuştuğunu, dükkanlarımıza gelen insanlara tüm bu bilgileri
aktardığını, eğer bilinçli bir şekilde yapılacak olursa bu bilgi selinin
büyüyeceğini ifade etmiştir. Sayın John Fried buna katıldığını belirtmiştir. Her
gün sizden yarım metre uzakta oturan en az bir insana birebir şekilde bilgi
aktarımında bulunmak mümkünken, bu mesajı verebilmek de mümkün olabilmelidir.
Bir sonraki gündem maddesi,
Halkla İlişkiler ve Ekonomik Komite Raporu olduğundan Komite Başkanı sözel
raporunu sunmuştur. Raporda, Toplum Sağlığı İttifakı için paydaşların aranılması
ve Dünya Görme Günü etkinliklerine değinilmiştir. Dünya Görme Günü kapsamında
yapılan göz taramaları ile ilgili bir video izlenmiştir. Bu bağlamda
imalatçılara teşekkür edilerek verdikleri destek olmasaydı bu işlemlerin
yapılamayacağı belirtilmiştir.
Gündemin on ikinci ve bir sonraki maddesi,
Avrupa Optometri ve Optik Akademisi
olmuştur. Bu bağlamda Akademi Başkanı Sayın Prof. Roger Crelier, bir rapor
vermiştir. Sayın Prof. Crelier, Akademi’nin Avrupa’da optometri ve optik
mesleklerine ait uygulama ve standartlarını uyumlulaştırmak amacını taşıdığını;
uğruna çalıştıkları şeylerin bilimsel bilgileri, eğitim araştırmayı ve bilişim
ağlarını yaygınlaştırmak olduğunu bildirmiştir. Akademi üyelerinin arttığını ve
şu anda 238 üyenin bulunduğunu, bunlardan 72’sinin kurumsal, 35’inin öğrenci ve
12’sinin de doktora öğrencisi olduğunu açıklayan Sayın Prof. Crelier, Akademi
Kongrelerinin öylesine bir araya gelinen sıradan toplantılar olmadığını,
tartışmaların yürütüldüğü, modern elektronik yöntemler ve sosyal ağların da
kullanıldığı bir platform olmak istediklerini ifade etmiştir. Dublin’de yapılan
son Akademi toplantısına 29 ülkeden 230 delegenin katıldığını hatırlatan Sayın
Prof. Crelier, Malaga’da yapılacak bir sonraki toplantıda seçimlerin
yapılacağını, başkanlık pozisyonuna ve diğer pozisyonlara yeni kişilerin
seçileceğini bildirmiştir. En son mütevelli toplantısı 4 Ekim’de Londra’da
gerçekleşmiştir. Bunun dışında mütevelliler arasındaki görüşme telefon
konferansları üzerinden yürümektedir. Avrupa Akademisi’nin Eğitim Komitesi,
fellowship uygulaması yürütmektedir. Bu bağlamda Fellow’lar belirlenmiş
durumdadır ve duyurusu yapılacaktır. Denetim Komitesi ise en son mart ayında
toplanmıştır. Özet olarak Avrupa Akademisi’nin daha da büyümesi amaçlanmaktadır.
Üye sayısının arttırılması öngörülmektedir. Sayın Prof. Crelier, ECOO’ya bu
konudaki destekleri için çok teşekkür etmiştir.
On üçüncü gündem maddesi,
Dünya Optometri Konseyi
olduğundan, WCO Başkanı Sayın Tone Garaas-Maurdalen kürsüye gelerek bir
sunum yapmıştır. Sayın Garaas-Maurdalen, görme sağlığı ile ilgili bir örgütü
temsil etmekten dolayı gurur duyduğunu ifade ederek, WCO’nun vizyon ve
misyonundan bahsetmiştir. WCO’nun WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ile çalışmasının
nedeninin, bu şekilde dünya sağlık bürokrasisi, dünya sağlık yasama kolu ile
görüşme imkanının elde edildiğini, ayrıca WHO’ya girdi sağlandığını ifade
etmiştir. WHO tarafından resmen tanınan tek göz sağlığı örgütünün kendileri
olduğunun altını çizen Sayın Garaas-Maurdalen, bu konudaki muazzam çalışmaları
için Sayın Dr. Bob Chappell’e teşekkür etmiştir. WHO’da pek çok oftalmolog
bulunduğunu ve bunların optometriye saygı duymasını sağladıklarını eklemiştir.
WCO, halkın sağlık eğitimi, optometri eğitim programları, refraksiyon gibi
çeşitli konularda sürekli olarak pozisyon bildirgeleri yayınlamaktadır. Ayrıca
optometri mesleği için Küresel Yeterlilik Modelini geliştirmişlerdir ve bu
bağlamda çalışmalara devam etmektedirler.
Sayın Garaas-Maurdalen, gündemdeki stratejiler arasında Tayland’da bir
toplantı ve o bölgedeki göz sağlığı sorunlarına eğilmek olduğunu, bir sonraki
ECOO/EAOO toplantısına da katılacaklarını ve optometri alanında ortak bir
platform oluşturmak konusunda müzakereler yürüteceklerini bildirmiştir. Şeffaf
bir yönetime sahip olduklarını ve her belgenin açık olduğunu, tüm komitelerin,
yönetim komitesi ile aynı anda işbirliği halinde bulunduğunu ve tüm komitelerin
telefon konferansları üzerinden düzenli olarak toplantılar yaptıklarını ifade
eden Sayın Garaas-Maurdalen, iş planında şu sıralar çok stratejik bir şekilde
çalıştıklarını, yapılacak işlerin tamamlanma tarihlerinin önceden belirlendiğini
eklemiştir. Twitter, facebook, broşürler, aylık internet bültenleri, yaşayan ve
değişen bir web sitesi gibi her türlü çağdaş teknolojik iletişimden
yararlandıklarını belirten Sayın Garaas-Maurdalen, bu desteği sağladıkları için
College of Optometrists’e çok teşekkür etmiştir.
Sayın Garaas-Maurdalen, 50 ülkeden 96 üyenin bulunduğunu ancak tüm
Avrupa’yı kapsamadıklarını ve halen gelecek üyeliklere ihtiyaçları olduğunu
eklemiştir. Sayın Garaas-Maurdalen, ileride daha da sistematik çalışma yapısı
hazırlamak ve üyelik avantajlarını daha çekici hale getirmek için
çalışacaklarını bildirmiştir.
4 Kasım 2012 Pazar günü gerçekleştirilen toplantının ikinci oturumunun ilk
gündem maddesi
Yeni Üyelikler
olduğundan, Tüm Optik ve Optometrik Meslek Adamları Derneği
Genel Başkanı Sayın Abdullah Aydin ve Yönetim Kurulu Üyesi Optometrist Ayşe
Merve Uyar tarafından bir sunum ve bir konuşma yapılmıştır. Akabinde gerçekleşen
oylama neticesinde TOOMAD, ECOO Genel Kurulu’nda oy birliği ile ECOO üyesi
olarak kabul edilmiştir. Başkan, yeni üyelere “ECOO ailesine tekrar hoş
geldiniz” diyerek iyi dileklerini aktarmıştır.
Toplantının 15’inci gündem maddesi olan
yeni web sitesinin tanıtılmasında ECOO Sekretaryasından Sayın Fabienne Eckert, yeni ECOO web sitesini
tanıtmış ve üyelerden, girdilerle yardımcı olmalarını istemiştir.
Gündemin 16’ıncı maddesi
Sekretarya Faaliyet Raporuydu. Bu bağlamda ECOO Genel Sekreteri Sayın Ulrich Adam, Sekretaryanın
çalışmaları, projeler ve uygulamalar hakkında bilgi vermiştir.
Bir sonraki toplantı gündemi olan
2012 Bütçesinin kabul edilmesi konusunda
Sayman Sayın Jesus Garcia-Poyatos öngörülen bütçe ile gerçekleşen bütçe
arasındaki farklılıkları ortaya koymuştur. Önceden karar verildiği üzere
ECOO’nun belli bir miktar yedekleri oluşturulmuştur.
Daha sonra
ECOO’nun İsviçre’de Sicil Kayıt
İşlemleri
konusu görüşülmüştür. ECOO, artık yasal olarak İsviçre’de
faaliyet gösteren bir şirket olarak geçmektedir ve dolayısıyla artık
işlemlerinde KDV’den muaftır. Konu ile ilgili sorumluluk Dublin Genel Kurulu
kararı ile Sayın Marion Beeler’e verilmiştir. İsveç’ten Sayın Paul Folkesson’un,
yapılan değişikliğin Brüksel’deki lobicilik eylemleri üzerinde bir etkisi olup
olmadığını sorması üzerine, Sayın Ulrich Adam yalnızca pek çok uluslararası
diğer derneğin de yaptığı gibi, Belçika’da vergi kanunları çok yüksek vergileri
talep ettiğinden bir çeşit yasal paravan adres kullandıklarını, ifade etmiştir.
Sayın Adam, yalnızca Brüksel’de sekretaryanın kalmasının son derece kafi
olduğunu zaten Brüksel ile ilgili tüm işleri sekretaryanın yürütmekte olduğunu
açıklamıştır.
Gündemin bir sonraki maddesi,
2013 bütçesi ile 2014 yılına ait aidatlardı. İtalya meslek örgütü, aidat ödemelerinde kendi mevcut
ekonomik durumundan dolayı ödeme yapıp yapmayacağını henüz bilemediğini
açıklamıştır. Sayın Andrea Afragoli’nin açıklamasına göre İtalya meslek örgütü,
en son üniversite eğitim programlarının kurulmasına yönelik harcamalarda
yaklaşık 400 bin Avro yatırım yapmıştır ve bu nedenden dolayı ECOO’nun Avrupa
Diploması çalışmalarına dair maliyetleri mutlaka düşürmesinin şart olmasını
gerekli görmektedir. İspanya delegasyonundan Sayın Ignacio Costa, İtalya’nın bu
masada olmamasının düşünülemeyeceğini, Avrupa Diplomasının maliyetinin
düşürülmesi konusunun son zamanlarda zaten çok konuşulduğunu fakat bu işlemlerin
çok daha çabuk gerçekleşmesi gerektiğini ifade etmiştir. Sayın Costa, pek çok
ülkenin benzer durumda olduğunu ve bu nedenle ECOO bütçesinin tehlikeye
girdiğini eklemiş, bütçeye yeni gelirler sağlanmasının zaruri olduğunu
söylemiştir. Yunanistan delegasyonu söz alarak, kendi ülke ekonomilerinin batmış
olmasından dolayı aidatların taraflarınca ödenmesinin mümkün olmadığını ifade
etmiştir.
Genel Sekreter Sayın Ulrich Adam, bazı ülkelerin büyük zorluklar çektiğini
farkında olduklarını, bu konunun ve Avrupa Diploması maliyetlerinin de son
Yönetim Komitesi toplantısının gündeminde yer almış olduğunu ifade etmiştir. Öte
yandan Avrupa Diploması sisteminin zaten değiştirilmekte olduğunu açıklayan
Sayın Adam, Diplomanın asla birebir bir proje olmadığını, her zaman idealist
fikirlerle desteklenen ve maliyeti gönüllü olarak karşılanan bir proje olduğunu
ifade etmiştir. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda Avrupa Diploması sistemini daha
etken maliyetli olarak gerçekleştirme planlarını yapmakta oldukları halde bugüne
kadar gösterilmiş bunca gayreti, uzman görüşünü, yatırımı vs. yok etmeden birden
bire kısmanın olanaksızlığını dile getirmiştir.
Sayman Sayın Jesus Garcia-Poyatos, kendisinin sayman seçildiği dönemde yeni
bir hesaplama sistemi oluşturmasının istendiğini, buna göre bir çalışma grubunun
kurulduğunu, oluşturulan yeni sistemin açıklandığını ve o dönemde Genel Kurul’un
da bunu onaylandığını ifade etmiştir. Eskiden çok dar bir bütçe ile
çalıştıklarını, bir üye bile aidatını ödemezse ECOO’nun zarar ettiğini açıklayan
Sayın Poyatos, komite tarafından yedeklerin oluşturulmasının istendiğini
söylemiştir. Buna göre 2013 aidatları Genel Kurul’un onayına sunulmuş ve Genel
Kurul tarafından oy çokluğu ile onaylanmıştır.
Gündemde daha sonra
2013 bütçesi
sunulmuş ve konuşulmuştur. İspanya’dan Sayın Ignacio Costa, ilk
kez yedekler oluşturulduğu için saymana teşekkür ettiklerini, bu çizgide devam
edilmesinin iyi olacağını, lütfen saymana hep birlikte destek olunmasını dile
getirdi. Sayman Sayın Jesus Garcia-Poyatos, üyelerden birisinin finansman
sıkıntısı varsa lütfen bu konuyu kendileriyle konuşmalarını istemiştir. Sayın
Poyatos, aksi halde niçin ödeme gelmediğini kendilerinin bilemeyeceğini,
dolayısıyla bir çözüm bulmak için birlikte çalışamayacaklarını söylemiştir. Buna
göre 2013 bütçesi Genel Kurul’un onayına sunulmuş ve Genel Kurul tarafından oy
çokluğu ile onaylanmıştır.
Toplantının bir sonraki gündem maddesi olan
kurumsal üyelik
konusunda Genel Sekreter Sayın Ulrich Adam, iki yıl önce Genel Kurul
tarafından onaylandığı halde şu ana kadar hiçbir kurumsal üye edinemediklerini
açıklamıştır. Bu nedenle firmaların kurumsal üyelik için başvurmalarını sağlamak
adına kendi ilişkilerini kullanmalarını üyelerden rica etmiştir.
ECOO ve EAOO’nun ortak düzenleyeceği
bir sonraki ilkbahar toplantısına bu yıl WCO da katılacaktır. Bu bağlamda bir sunum yapan Sayın Bryony
Pawinska, Sayın Jesus Garcia-Poyatos’a, Sayın Tone Garaas’a, Sayın Armin
Duddek’e ve Sayın Roger Crelier’e planlama çalışmaları için teşekkür etmiştir.
İspanya’nın en güzel kentlerinden birisi olan Malaga’da gerçekleşecek 4 günlük
etkinlikte kongreler sırayla düzenlenecektir. Ek olarak Avrupa Akademi
kongresinde Akademi Eğitim Komitesi’nin ve Akademi Mütevelli toplantısı
gerçekleştirilecektir. Sayın Pawinska, optometristlerden Akademi Kongresi’nde
sunmak üzere özet göndermelerini talep etmiştir.
2014 yılının ilkbahar toplantısının Hırvatistan’da (ECOO + EAOO)
gerçekleştirileceğini açıklayan ECOO Başkanı Sayın Armin Duddek, aynı yılın
sonbahar toplantısının ise Kıbrıs’ta yapılacağını bildirmiştir. 2013 yılının
sonbahar toplantısı içinse Bulgaristan’ın Sofya kenti veya İstanbul ön
görülmüştür. Konuyla ilgili net bilgi önümüzdeki iki ay içinde bildirilecektir.
Toplantının bir sonraki konusu olan
seçimlerde öncelikle Gelecek Dönem
Başkanlığı için adayların kısa manifestoları dinlenilmiştir. Yapılan seçimlerde
Genel Sekreter Sayın Ulrich Adam, toplam 20 delegasyonun oy kullandığı
seçimlerin sonuçlarını açıklamıştır. Buna göre üç adaydan Sayın Ben Raak 7 oy,
Sayın Jean Francois 4 oy, Sayın Paul Folkesson ise 9 oy almış ve İsveç’ten Sayın
Paul Folkesson Gelecek Dönem Başkanlığı’na seçilmiştir. Sayman olarak Sayın
Jesus Garcia Poyatos yeniden seçilmiştir. Sayın Julie-Anne Little, ECOO
Başkanı olarak görevi devralmış, Sayın Armin Duddek ise iki yıllık Geçmiş Dönem
Başkanlığı görevini üstlenmiştir.
Sayın Armin Duddek, Başkan olarak
veda konuşmasını yaparak başkanlık
armasını Sayın Julie Anne Little’a vermiştir. Yeni Başkan Sayın Julie-Anne
Little, bu görevi üstlenmekten dolayı onur duyduğunu, bunca yıl içerisinde
ECOO’da hep herkesin birbiriyle ne kadar güzel çalıştığını gördüğünü ifade
etmiştir: “Üyelerin her biri ülkelerinde optometri ve optiği geliştirmek için
tek bir hedefe odaklanmış durumdalardır. Genel Kurul’daki değerlerimiz, her altı
ayda bir araya gelmektedir. Seçim sistemlerimiz bize, komitelerimizi ve ECOO’yu
ilerletmek konusunda çok büyük destek ve enerjinin var olduğunu göstermektedir.
Sekretaryamız çok başarılıdır. ECOO’yu, ECOO’nun finansmanını, iletişimini güçlü
tutmamız gerekmektedir. Avrupa Diploması üzerinden onca yıl boyunca yüksek bir
kıstas oluşturulmuştur. Avrupa Diplomasının altın standart olduğu
ispatlanmıştır. Artık akreditasyon sürecine de girilmiş bulunduğundan, Avrupa
Diplomasının yeri korunmalıdır. Ancak ECOO’nun ikinci O’su olan optisyenlik
konusunda da mutlaka çalışmalarımızı güçlendirmemiz gerekmektedir. ECOO
içerisinde sadece birkaç ülkede ulusal bir göz sağlığı stratejisi, komitesi
olduğu görülmektedir. Çalışmalarımızı bu yönde yürütmeye devam ettirmeliyiz”.
İsveç Derneği’ne bu süper konferans ve misafirperverlikleri için, İrlanda
Derneği’ne kendisini destekledikleri için, ECOO üyelerine idealistlikleri için
ve Başkana da yapmış olduğu çalışmalar, özellikle de akreditasyon ve yeni
sekretarya konusunda yaptığı çalışmalar için tüm ECOO adına teşekkür etmiştir.
Diğer hususlar: Sayın John Fried, söz alarak optometri ve optikte tüm Avrupa’daki
herkesin söyleyeceklerine aynı oranda değer verilmesi gerektiğini söylemiştir.
Kendisinin bir optisyen olduğunu dile getiren Sayın Fried, İngiltere’de ve
İrlanda’da optisyenlerin, oftalmologlar ve optometristlerle hiçbir sorunları
olmadığını, ancak baktığınızda Avrupa’da optometristten çok optisyen bulunduğunu
ve eğer gelecekte insanların optometrist ve oftalmologdan aldığı reçete ile
optisyene girmek yerine makinelere ve otomatlara yönelmesi tehlikesi
bulunuyorsa, optisyenlik meslek mensuplarımıza sahip çıkmak konusunda çok özen
gösterilmesi gerektiğini açıklamıştır. Sayın Fried, lütfen şu anki
seviyelerinden daha yüksek seviyelere çıkmak isteyen ama optometrist de olmak
istemeyenlere sahip çıkılmasını istemiştir. Başkan Sayın Julie-Anne Little,
optisyenliğin ECOO bünyesinde yer aldığını ve bu konuya çok ağırlık verileceğini
bildirmiştir.
Kapanış: Üyelerden bu toplantıya ait geri bildirim formlarını doldurmalarını
isteyen Başkan, güzel bir Genel Kurul geçirdiğimizi belirterek herkesi Malaga’da
görmek istediğini ifade etmiştir. Toplantı, 12.30’da sona ermiştir.